banner
anasayfa
ayinbitkisi
arsiv
bos1
baglantilar
iletisim
kitap
palmiye böceði
basýnda
siteyioneriniz
ulasim
intro

CENNET KUŞU ÇİÇEKLERİ

Ülkemizde "Cennet Kuşu Çiçeği" veya "Turna Gagası" olarak bilinen Starliçe, Strelitziaceae ailesine dahildir. Bu bitkinin bilimsel adı Strelitzia regina dır. Ancak ailede "Turna Gagası" dışında ülkemizde fazla tanınmayan  4 tür bitki daha bulunmaktadır. Yaprak dökmeyen, çok yıllık, kardeşlenme yapan bu bitkiler, Güney Afrika'nın açık otlakları veya nehir kıyılarında bulunurlar.

Merkezimizde bulunan 4 tür starliçenin 3 türü ülkemizde ilk üretimdir.

 
 
STRELİTZİA REGİNA - STARLİÇE

Ülkemizde starliçe adı ile tanınan ve en pahalı kesme çiçek olarak pazarlanan bu bitki tohumdan üretildiği gibi, kardeşlenme ile de çoğalır. Çalı formunda bir bitkidir. Yaprakları uzun eliptikdir, bitki 1-1.5 metre boylanabilir. Her yıl kardeşlenme ile çoğalıp, tek bir bitkiden gruplar oluşur. Tohumdan üretildiği zaman çiçek açması için en az dört yıl gerekir. Fazla dona dayanıklı değildir, ancak kısa süreli, -4 C dereceye kadar dayanmaktadır.

Olağanüstü güzel kuş başını andıran çiçekleri, turuncu ve mavi renktedir. Bugün dünyanın Akdeniz İklimine sahip bölgelerinde (Kaliforniya, Güney Avustralya, Akdeniz ülkeleri) dış mekan süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Tropik ve subtropik iklim bölgelerine de uyum sağlayabilmektedir. Los Angeles kentinin amblem çiçeğidir. Kesme çiçek olarak Kanarya Adalarında geniş alanlarda yetiştirilmekte ve önemli bir döviz kaynağı oluşturmaktadır. Ülkemizde az olarak Yalova, İzmir ve Antalya yörelerinde sera altında yetiştirilmektedir.

Starliçenin sosyal olarak da önemi vardır. Erkeklere takdim edilen çiçek olarak bilinmektedir. Dünya spor yarışmalarında, genelde erkek sporculara verilirken gördüğümüz çiçektir.

Tohumdan veya kardeşlerin ayrılması ile üretilir. Ancak yeni tesis edilecek seralarda, tohumdan üretilen fideler tercih edilmelidir. Genelde ilk ve sonbaharda çiçek açmaktadır.

 

STRELİTZİA JUNCEA - CÜCE STARLİÇE

Bodur starliçe olarak bilinen bir bitkidir, ancak bodur tanımı çok doğru değildir, çünkü yaprakları, dolayısı ile boyu uzundur.. Türkiye'de ilk defa, ülkemize yeni türlerin kazandırılması uğraşını yürüten, Palmiye Merkezi tarafından üretilmiştir. Bu türün çiçekleri aynı olmakla birlikte, yapraklar çok incelmiş ve adeta kılıç şeklini almıştır. Kardeşlenme ile bir koloni oluşturan bitkilerin çiçekleri, ince yapraklar arasında bir renk cümbüşü sergilerler.

 

STRELİTZİA NİCOLAİ - DEV STARLİÇE

Natal'in Dev Muzu, Dev Cennet Kuşu Çiçeği olarak bilinen bu bitkinin boyu, diğer starliçeler gibi 1.5metre altında değildir. Boyları 8-10 metreye kadar uzar. Bunlar da ailenin diğer üyeleri gibi kardeşlenme gösterirler. Her bir yaprağın uzunluğu 1 metreyi bulur, yaprak sapları da 2 metre kadar uzunluktadır. Zamanla bir gövde oluştururlar. Çiçekleri 45 cm uzunluğunda, kalın bir kuş gagası şeklinde, renkleri kirli beyaz-gri renktedir. Çiçek sapları, pambe-yeşildir, bir sapta 1-3 çiçek olabilir. Genelde yazın çiçek açmaktadırlar. Dev starliçeler de diğerleri gibi tohum veya kardeşlerin ayrılması ile üretilirler.

 

STRELİTZİA REGİNA GOLD - ALTIN STARLİÇE

Güney Afrika Cumhuriyeti'ndeki Kirstenbosch Botanik Bahçesinde 90 lı yıllarda kültürü yapılan ve daha sonra tohumları satışa sunulan yeni Starliçe türününde çiçek rengi turuncu yerine altın sarısı ve mavidir. 1996 yılı Kirstenbosch tohum katoloğunda Strelitzia regina Kirstenbosch Gold adı ile, tanesi 1 Amerikan dolarından satılan ve altında ABD ne satılamaz yazısı bulunan bu tohumların çimlendirilmesi özel yöntem gerektirmektedir. 1997 katoloğunda bitkinin adı Kirstenbosch Altını yerine "Mandela Altını" olarak değiştirilmiştir.

Altın Starliçe, her yıl Londra'da düzenlenen ve dünyanın en büyük çiçek fuarlarından olan Chelsea Bitki Fuarında 1998 yılında Güney Afrika ekibine altın madalya kazandırmıştır. İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth'in Fuarda büyük ilgi gösterdiği Altın Starliçe, basında da ilgi kaynağı olmuştur.

Altın Starliçe ülkemizde ilk defa Merkezimiz tarafından üretilmiş, özel bakımla 1999 yılında ilk çiçeğini açmıştır.

 

MUZLAR

Muzlar genelde Güney-Doğu Asya da doğal olarak bulunan, meyveleri yenen bitkilerdir.  Doğal muzlar arasında hibridleme çalışmaları ile çok çeşitli kültürler üretilmiştir. Musa paradisiaca bunlardandır. Merkezimizde Musa paradisiaca dışında birçok tür süs muzu üretilmektedir.

Üretimde olan muz türlerimiz:

 Musa paradisiaca

 Musa sikkimensis red tiger

 Musa velutina

 Musa spp. Helen’s hybrid

 Ensete ventricosum maurellii (Musa ensete)

 Ensete sp. (Kluay Pa/Thailand)

 Musella lasiocarpa

 Musa ornata

 

SÜS MUZU Musa ornata

Musa ornata'nın kökü, -(10-12)C derece dona dayanıklıdır. Vatanı Hindistan ve Miyenmar (eski adı Burma) dır. Boyu 250-300cm'yi geçmeyen, hızlı büyüyen ve bol kardeşlenme gösteren bir türdür. Koyu yeşil renkli, üzerlerinde kahverengi çizgi ve lekeler bulunan ince ve zarif yaprakları, 150-180cm e ulaşır.Uzun sap üzerindeki çiçekleri sarı-turuncu, çiçeği saran kılıf ise gül pembesi renktedir. Çiçekler uzun süre açmaya devam eder, tozlaşmadan sonra ufak meyvelere dönüşürler. Çiçekler, tropik çiçek düzenlemelerinde kesme çiçek olarak da kullanılmaktadır. Diğer muzlar gibi, bol humuslu, geçirgen toprağı ve bol güneşi severler. Meyve oluşturması için birden fazla fidanın dikilmesi önerilir. Üretimleri tohum veya kardeşlerin ayrılması ile yapılır. Don olan bölgelerde, kışın kökleri malç (tercihan, koyun, keçi gübresi) ile korunmalıdır.

 

Muz Palmİyesİ  Ravenala madagascarinesis

Madagaskar Adası kökenli, tropiklerin en güzel ağaçlarından biri olan bu bitki, aslında ne muz, ne de palmiyedir. İngilizler tarafından Travellers Palm (Seyyahların Palmiyesi) adı verilmesinin nedeni, tropiklerde keşifte bulunan ilk Avrupalıların, yolculukları sırasında, bu bitkinin geniş yapraklarında biriken suyu, içme suyu olarak kullanmalarındandır.

Ülkemizde ilk defa 1995 yılında, Palmiye Merkezi seralarında üretilmiştir. Seralarda ve kış bahçelerinde yaşayan örnekleri varsa da, dış mekanda yaşayan örneğinin olup olmadığını bilmemekteyiz. Üretimimizden, Marmaris’te bir otelin iç avlu konumundaki bahçesine dikilen bir örnek iki kış geçirmiş, yaprak uzunlukları 3 metreyi bulmuştur. Ancak bu bitki, yerinin değiştirilmesi sonucu ölmüştür.

Uzun bir aradan sonra 2005 yılında, kış bahçeleri için Ravenala üretimine tekrar başlanmıştır.