|  | 
         
          |  
              
                
                  |  
					Peyzajda 4.Boyut, ülkemizde 
					bilinmeyen veya yeteri kadar tanınmayan bitkiler hakkında, 
					profesyonel ve amatörlere bilgi verilmesi amacı ile 
					hazırlanan bir programdır. Her ay yeni bir bitki tanıtımı 
					yapılmakta, Palmiye Merkezi deneyimleri de aktarılmaktadır. 
					Palmiye Merkezinin bir hizmeti olan, bu 
					programın sizin veya bir arkadaşınızın e-posta adresine 
					gönderilmesini arzu ediyorsanız, lütfen abone olunuz (abone 
					olmak tamamen ücretsizdir, adresinize herhangi bir reklâm 
					gönderilmeyecektir). PEYZAJDA 4.BOYUT'a 
					
					abone olmak 
					istiyorum>>>>>>>          
					Arkadaşımı 
					öneriyorum>>>>>> |  
						
					| 
					PEYZAJDA 4. 
					BOYUT - ARALIK 2014 |  
					
						| 
						
						
						Billbergia,
						
						 Bromeliaceae 
						ailesine ait bir cinstir.  Bromeliaceae 
						ailesi bitkilerine kısaca Bromeliad 
						denilmektedir. 2000 türden daha fazla bromeliad bitki 
						vardır, bunların tümü Yeni Dünya (Amerika Kıtası) nın 
						tropik ve subtropik bölgelerinde bulunmaktadır. Bu 
						bitkiler tropik kökenli olduklarından, genellikle dona 
						fazla dayanıklı değildir. Ancak bir kısmı -10 
						°C dereceye kadar dayanır, bozulsa bile tekrar gelişme 
						gösterirler. 
						Billbergia nutans 
						Paraguay, Uruguay, Güney Brezilya ve Kuzey Arjantin de 
						doğal yayılım göstermektedir. Subtropik ormanlarda, 
						ağaçlar ve kayalar üzerinde veya yerde ağaç altlarında 
						bulunmaktadır. Cins adı 19. Yüzyıl İsveçli 
						botanikçilerden 
						Gustav J. Billberg’ den gelmektedir. Nutans ise sarkıcı 
						anlamında olup, çiçeklerinin özelliğini göstermektedir.
						
						İngilizler bitkiye 
						Kraliçenin Gözyaşları 
						demektedir. 
						Muhtemelen bitkinin pembe ve mor renkli, gösterişli 
						çiçeklerinden dolayı kraliçe ve çiçeklerin üzerinde 
						oluşan damlacıklar (çiçek nektarından oluşan) nedeni ile 
						gözyaşı benzetmesi yapılmıştır.  İngilizcede 
						Dostluk Bitkisi olarak da adlandırılmıştır, çünkü 
						çok sayıda kardeşlenme gösterir ve sahipleri bu 
						kardeşleri ayırarak arkadaşlarına veya komşularına 
						dağıtırlar.           
						 
						Billbergia nutans 
						epifitik (başka bir bitki üzerinde 
						yalnız konaklamak için bulunan) bir Bromeliaddır. Geniş şerit şeklindeki, yaprakları 
						rozet dağılımı gösterir ve en altta bir huni görünümü 
						oluştururlar. 
						Her rozette 12-15 adet yaprak bulunur, 
						kenarları hafif dişli, 
						uçları sivri olan 
						yapraklar gri-yeşil renktedir, güneşte veya soğukta 
						kırmızı-bronz renge dönerler. 
						Yaprakların oluşturduğu huni veya vazo şeklindeki 
						oluşumda, doğada yağmur suyu ve dökülen yaprak 
						kalıntıları toplanır, bitki gıda ve su gereksinimi 
						buradan karşılar. İlkbaharda rozetlerin ortasından uzun, 
						dışa sarkan, uzun bir çiçek sapı çıkar, zemine doğru 
						eğilir. Sap ucundaki pembe goncalar açtığı zaman, 
						kenarları mor, ortası sarı-yeşil, cennet kuşu çiçeği 
						gibi çok gösterişli bir çiçek ortaya çıkar. Çiçek açan, 
						bitki alttan yavrular vermeye (kardeşlenme) başlar, ana 
						gövde yaşamını bir süre sonra kaybetse de yavrular 
						büyüyerek, geniş bir koloni oluştururlar. Bitki 40-50 cm 
						yüksekliğe ve yavrular ile birlikte 40-50 cm genişliğe 
						ulaşabilir. 
						Kraliçenin Gözyaşları, 
						bromeliadlar arasında en az bakıma gereksinim 
						gösterenlerdendir, muhtemelen de soğuğa en dayanıklı 
						olanıdır. 
						Bir yazımda bitkinin -14 °C ye dayandığı bildirilmiştir, 
						ancak genel kanaat, en fazla kısa süreli -10 °C  ye 
						dayanabileceğidir. Dış mekânda don olmayan yörelerde 
						epifitik olarak, ağaç veya kuru dallar üzerinde 
						yetiştirilebilir veya humustan zengin, drenajı iyi olan 
						bir ortamda yere veya saksıya dikilebilir. Bitkinin huni 
						şeklindeki orta kısmında devamlı su bulundurulmalıdır. 
						 Billbergia nutans’ın üretimi tohum veya 
						kardeşlerin ayrılması ile yapılır. Kardeşler anneden 
						ayrıldığında, en dış yaprakları alınır, gövde ortaya 
						çıkarılarak köklenme için uygun bir saha sağlanır. 
						Bitkinin devamlı çiçek açması için yeni yavruların 
						oluşması ve büyümesi gereklidir. Kraliçenin 
						Gözyaşları, 
						orkidelerde olduğu gibi
						iyi drenajlı bir ortama 
						gereksinim gösterirler. Bir dal, tahta veya ağaç kabuğu 
						üzerine yerleştirilebilir veya geçirgen, organikten 
						zengin bir ortama dikilebilirler. 
						 Bromeliad’lar 
						su ve gıda gereksinimlerini genelde kökten değil, huni 
						şeklindeki orta kısımlarına düşen su ve yaprak 
						atıklarından alırlar.
						Billbergia nutans için nemli ortam ve orta 
						kısmında devamlı su bulunması idealdir. Subtropik 
						epifitik bir bromeliad olmasına karşın, kuraklığa 
						oldukça dayanıklıdır. İç mekândaki bitkiler zaman zaman 
						nemlendirilmelidir. Bitki güneşe dayanıklı olmakla 
						birlikte, yarı gölge veya ağaç altlarında, iyi drenajlı, 
						humustan zengin, hafif asidik toprakta en iyi gelişimi 
						gösterir. Yazın nemli tutulmalıdır, kök sistemi zayıf 
						olduğundan aşırı suya gereksinimi yoktur. 
						Peyzajda kullanımı: 
						Kraliçenin Gözyaşları, 
						en kolay yetiştirilen ve üretilen bromeliadlardandır. İç 
						mekânda saksı içinde veya ahşap (tercihan kuru dallar) 
						ile hazırlanan bir Bromeliad Ağacında dallara 
						tutturularak kullanılabilir. Bromeliad Ağacı sıcak 
						ılıman veya subtropik yörelerde, dış mekânda bir ağaç 
						altında muhafaza edilebilir, soğuk yörelerde ise kışın 
						içeriye alınır. Sıcak yörelerde dış mekânda, bitki 
						yatakları, parselleri, bordürleri, saksılarda veya 
						epifitik olarak ağaç veya ahşap baba üzerinde 
						kullanılabilir. Yer örtücü olarak, özellikle büyük 
						ağaçların altında, gölgeli alanlarda çok çabuk çoğalarak 
						zemini kaplar ve muhteşem çiçekleri ile bahçeye 
						ayrıcalık katar. |  
						
							| 
						
					| 
					PEYZAJDA 4. 
					BOYUT - KASIM 2014 |  |  
					
						| 
						Sikaslar 
						200-300 bin yıldır dünyamızda bulunan bir grup 
						bitkilerdir. Her ne kadar hiç değişime uğramadıkları 
						söylenemezse de, bulunan fosillere bakılarak, 300 milyon 
						yıl önceki atalarına göre fazla bir değişime 
						uğramadıkları gösterilmiştir. Bugün dünyamızın sıcak 
						bölgelerinde yaşayan 200 dolayında sikas türü 
						bulunmaktadır. 
						Dioon spinulosum 
						
						
						
						Zamiaceae 
						ailesi ve dioon cinsine ait bir sikastır. Amerika 
						sikaslarının en büyüğü olup, dünyanın da en büyük 
						sikasları arasındadır. 15 metre uzunluğa ve 30 cm gövde 
						çapına ulaşabilir. Meksika’ya endemik bir türdür, Oaxaca, 
						Veracruz, Yucatan eyaletlerinde, tropik yağmur 
						ormanlarında, kireç taşlı dağların 450 metre yüksekliğe 
						kadar olan yamaçlarında, doğal olarak bulunmaktadır. 
						Cins adı Dioon, tohumlarının çift olarak 
						oluşmasından dolayı verilmiştir, Yunanca “iki yumurta” 
						demektir. Tür ismi spinulosum ise 
						Latince’dir, dikenli anlamına gelmektedir. 
						Dev Dioon’un 
						parlak, sert ve açık yeşil yaprakları yukarı doğru 
						uzanır. Pinnat (kuş tüyü) yaprakları 150-200 cm uzunluğa 
						erişebilir ve bitkinin gövde ucundan radiyer olarak 
						yukarı ve dışa uzanırlar. Her yaprak 150-200 
						yaprakçıktan oluşmaktadır. Yaprakların iki tarafına 
						uzanan yaprakçıklar, ince düz bir yapıya sahiptir, 
						kenarlarında dikensi çıkıntıları vardır. 
						Dioon spinulosum, 
						tüm sikaslarda 
						olduğu gibi iki cinslidir, döllenmiş tohum için, erkek 
						ve dişi bitkiler gereklidir. Dişi kozalaklar 30 cm veya 
						daha büyük olurlar, üzerleri pamuksu lifler ile 
						kaplıdır. Oval tohumları 4-5 cm uzunluk ve 2-3 cm 
						genişte olup beyaz-krem renktedir. 
						Dev Dioon 
						tropik, subtropik ve 
						sıcak ılıman bölgelerin bitkisidir, yarı gölgeyi tercih 
						eder. Gelişmiş, ergin bitkiler, yaprakları fazla zarar 
						görmeden, kısa süreli 
						-4ºC dona dayanırlar. 
						Diğer sikaslara göre, neme ve suya karşı daha 
						dayanıklıdır, ancak drenajı iyi ortamda bulunması 
						gereklidir. Gıdaca fakir topraklarda yetişebilmekle 
						birlikte, gübreleme ile büyümesi çabuk olur. 
						Dioon spinulosum 
						sikaslar içinde en dayanıklı olanlardandır. Fideler 
						oldukça çabuk gelişir ve birkaç yıl içinde gösterişli 
						bir boya ulaşırlar. Hafif gölge ve nemli topraklarda 
						büyümeleri daha hızlıdır. Pamuklu bit ve kabuklu bitler 
						zararlıları arasındadır, ancak sağlıklı bitkilerde bu 
						zararlılar genellikle ciddi bir etki yaratmazlar. 
						Dev Dioon 
						tohumla veya yandan 
						verdiği kardeşlerin ayrılıp dikilmesi ile çoğaltılır. 
						Bitkinin yaprakları kesme çiçekçiler tarafından buket 
						hazırlamada kullanılmaktadır. 
						PEYZAJDA KULLANIMI:
						Ilıman ve 
						tropik iklimde, tropik ve çöl temalı bahçe 
						düzenlemesinde tek büyük bir 
						Dioon spinulosum, 
						odak bitkisi olarak kullanılabilecek seçkin bir 
						bitkidir. Tacı geniş, gövdesi kısa palmiye görünümü 
						istendiğinde, gene seçilecek bitkidir. Dev Dioon 
						bitki dikimi için fazla yer olmayan ufak 
						bahçelerde de odak bitkisi olarak kullanılır. Özellikle 
						büyük ağaç veya yapıların bulunduğu, yarı gölge 
						alanlarda, egzotik görüntü yaratma amacı ile 
						kullanılabilir. 
						Dioon spinulosum 
						geniş saksılarda veya patikaların iki yanlarında, 
						simetrik çift olarak dikilerek çok güzel görünümlü bir 
						yönlendirme bitkisi olabilir. Saksı bitkisi olarak, bol 
						ışıklı iç mekân, avlularda veya kış bahçelerinde 
						kullanılmaktadır.  |  
						
					| 
					PEYZAJDA 4. 
					BOYUT - EKİM 2014 |  
					
						| 
						Sikaslar 
						200-300 bin yıldır dünyamızda bulunan bir grup 
						bitkilerdir. Her ne kadar hiç değişime uğramadıkları 
						söylenemese de, bulunan fosillere bakılarak, 300 milyon 
						yıl önceki atalarına göre fazla bir değişime 
						uğramadıkları gösterilmiştir. Bugün dünyamızın sıcak 
						bölgelerinde yaşayan 200 dolayında sikas türü 
						bulunmaktadır. 
						CYCAS TAITUNGENSIS -
						 ÇİN 
						SİKASI - TAİTUNG SİKASI - İMPARATOR SİKAS 
						Cycas taitungensis
						Cycadaceae 
						(Sikas) ailesine aittir. Doğal olarak Taiwan’ın güney 
						doğusundaki Taitung bölgesinde bulunmaktadır. 1994 
						yılında tarif edilene kadar, yanlış olarak  
						
						
						
						Cycas 
						taiwaniana
						olarak
						bilinmekteydi. Sikaslar içinde en dayanıklı 
						olanlardandır, Taiwan’da yalnız ufak bir alanda, kayalık 
						yamaçlarda bulunmaktadır, bu nedenle Taiwan Sikası 
						olarak da adlandırılır. 
						İmparator Sikas 
						1997 yılında 
						
						IUCN tarafından 
						“Soyu Tükenme Tehlikesi Altında Olan Türler”in Kırmızı 
						Listesine alınmıştır. Bu türün doğal olarak bulunduğu 
						alan, 65 km² yi geçmemektedir ve burada iki ayrı 
						lokalizasyonda bulunmaktadır. 
						
						
						
						Aulacaspis yasumatsui 
						isimli bir kabuklu bitin, 90 lı yıllarda Asya da 
						sikaslara büyük zarar vermesinden sonra, doğadaki bitki 
						popülasyonu çok azalmış ve 2010 yılında 
						
						IUCN tarafından “Soyu 
						Tükenmek Üzere” olan bitkiler kategorisine alınmıştır. 
						Cycas taitungensis, 
						herdem yeşil, yuvarlak tacı olan ve yaprakları gövde üst 
						kısmında yer alan bir ağaçtır. Gövde 5 metreye kadar 
						uzayabilir, gövde çapı 35 cm i bulur. İlk bakışta Cycas 
						revoluta (Japon Sikası) na çok benzer, ancak Japon 
						Sikasına göre çok daha hızlı büyür, yaprakçıkları sayıca 
						fazla, seyrek, daha enli, daha uzun ve düzdür. 
						
						İmparator 
						Sikas, 
						sikasların en hızlı büyüyen türüdür. Soğuğa oldukça 
						dayanıklıdır,  -10 °C ye dayanır, güneş 
						altında veya yarı gölgede gelişir. Koyu yeşil 
						yaprakları, 100-180 cm uzunluğundadır, üzerlerinde 
						150-170 adet iki yana uzanan yaprakçıklar bulunur. 
						Yaprak sapı genelde bir dikenle son bulur, gövdeye 
						bağlandığı yerde, portakal rengi tüyler vardır. Bitki 
						diğer tüm sikaslarda olduğu gibi, erkek veya dişi olur. 
						Uzun, sarı, fusiform şekildeki erkek kozalaklar, 40-50 
						cm uzunluğundadır, polen salgılarlar. Dişi kozalaklar 
						oval 20-30 cm uzunluğundadır, tohumlara yataklık yapacak 
						megasporophyller üzerinde, uzun, ince, kırmızı çizgiler 
						bulunur. Dişi kozalakları, Japon Sikasına göre daha 
						büyük, üzerindeki megasporophyller daha sık, üst üste 
						dizilmiş olarak görülürler, oval tohumları pas 
						rengindedir. 
						Cycas taitungensis,
						
						
						yıl içinde birkaç defa flaş şeklinde (aniden çok sayıda 
						yaprağın çıkması) yaprak verir, Japon Sikası ise 
						normalde yılda 1, en fazla 2-3 defa yaprak vermektedir. 
						Bitki Japon Sikasına göre 2-3 defa daha hızlı 
						büyümektedir. Fotoğrafta, Merkezimizde bulunan 20 
						yaşındaki Japon Sikası ve 13 yaşındaki İmparator Sikas 
						birlikte görülmektedir. Bulunduğumuz yıl içinde, 
						İmparator Sikas gövdesi, 7 yaş büyük ağabeyi Japon 
						sikasının gövdesini geçmiştir.   
						
						İmparator 
						Sikas’in 
						üretimi, tohumla 
						yapılmaktadır. Bazı kitap ve yayında rastladığımız 
						kardeşlenmeye, bizim deneyimimizde rastlamadık. En büyük 
						zararlıları, kabuklu ve unlu bitlerdir. Bunların yok 
						edilmesi biraz zor olsa da sistemik insektisitler ile 
						problem genelde halledilir.  
						
						 PEYZAJDA 
						KULLANIMI:
						
						
						Cycas taitungensis 
						ilerideki yıllarda, 
						peyzajda kullanılan bitkilerin en önemlilerinden 
						olacaktır, şu anda fazla bilinmediği ve üretiminin çok 
						kısıtlı olması nedeni ile peyzaj uygulamalarında 
						rastlanmamaktadır. Dikkat çekici görünümü ve Japon 
						Sikasına göre hızlı büyümesi nedeni ile pahalı ancak 
						elit bir bitkidir. Tropikal ve ılıman bölgelerde soliter, 
						grup veya sıra halinde kullanılabilir. Saksı için de 
						uygun bir bitkidir. 
						
						Palmiye Merkezi, 
						
						Cycas taitungensis 
						tohumlarını ilk satışa çıktığı 2000 yılında edinmiştir. 
						Tohumdan yetiştirdiğimiz kendi bitkilerimizden, yapay 
						dölleme ile 2012 yılında tohum alarak, ilk bitkiyi 
						ürettik. Fotoğrafta görülen bu küçük bitki muhtemelen 
						Avrupa’da ilk üretilen, 
						
						İmparator 
						Sikasdır. |  
						
					| 
					PEYZAJDA 4. 
					BOYUT - EYLÜL 2014 |  
					
						| 
						Sikaslar 
						200-300 bin yıldır dünyamızda bulunan bir grup 
						bitkilerdir. Her nekadar hiç değişime uğramadıkları 
						iddia edilemezse de, bulunan fosillere bakılarak, 300 
						milyon yıl önceki atalarına göre fazla bir değişime 
						uğramadıkları gösterilmiştir. 
						CYCAS REVOLUTA 
						JAPON SİKASI 
						
						 Cycas 
						revoluta 
						bir zamanlar palmiyeler arasında gösterilmişse de 
						palmiye değildir, 
						Cycadaceae (Sikas) ailesine aittir. Revoluta Latince 
						aşağıya kıvrık anlamına gelmektedir, sikas yaprağının 
						arkaya doğru kıvrık olmasından dolayı verilmiştir. Sikas 
						ailesinin en estetik üyelerinden olan 
						Japon 
						Sikası’nın 
						vatanı, Güney Japonya’da, 
						Kyushu ve Ryukyu adalarıdır. Diğer bazı türlerde olduğu 
						gibi Sago elde etmek için veya süs bitkisi olarak 
						kullanılmaktadır. Tuzlu su ve toprağa oldukça 
						dayanıklıdır. 
						Cycas revoluta, 
						Ginkgo ve ibreli ağaçlar ile birlikte açık tohumlu 
						bitkiler (Gymnosperm)
						
						
						sınıfına aittir, bu bitkiler
						kozalak yaparlar. Japon 
						Sikası’nın 
						Ginkgo ile müşterek, çok önemli özelliği, bitkiler 
						aleminde yalnız bu iki bitkide, hayvanlarda olduğu gibi 
						hareketli spermlerin ve özsularında hem (insanlarda 
						kanda, kırmızı kürelerde bulunan bir protein) 
						bulunmasıdır. 
						Cycas revoluta, 
						sikaslar arasında en fazla kültürü yapılanıdır, ılıman 
						iklim ve tropik iklim bölgelerinde dış mekânda, soğuk 
						bölgelerde ise sera veya iç mekânda kullanılmaktadır. 
						İdeal gelişimi için kumlu, süzek ve organik maddeden 
						zengin bir toprağa gereksinim duyar. Killi, drenajı iyi 
						olmayan ortamda çürüme olasılığı fazladır. Kuraklığa 
						dayanıklıdır, güneş altında veya yarı gölgede iyi 
						gelişir, ancak iç mekanda bol ışığa gereksinimi olduğu 
						unutulmamalıdır. 
						
						 Japon 
						Sikası 
						parlak, koyu yeşil yaprakları ile çok güzel taç 
						oluşturan, simetrik bir bitkidir. Hafif tüylü gövdesi 20 
						cm kadar genişliktedir, bazen daha da geniş olabilir. 
						Genç bitkilerde gövde kısa veya toprak altında olabilir. 
						Kültürde, olgun bitkiler 600-700 cm yüksekliğe 
						erişebilir, ancak bunun için yüzyıllar gerekmektedir. 
						Bazen gövde dallanma gösterebilir, bu takdirde dalların 
						her birinin ucunda güzel, zarif taçlar dikkati çeker. 
						Bitki erişkin duruma geldiğinde, yapraklar 50-100cm 
						uzunlukta olur, ince, sert yaprakçıklar 8-18 cm 
						uzunluğunda, yaprakların iki tarafından uzanırlar. 
						Yapraklar sapa yaklaştıkça arkaya kıvrım gösterir. 
						Yaprak kaidesindeki yaprakçıklar diken şeklini almıştır. 
						Bitkiler kökten sürgün vererek veya gövdeye yapışık 
						kardeşler oluştururlar. Bu şekilde bazen grup yapmış 
						gibi gözlenebilirler. Erkek ve dişi bitkilerin ikisi de 
						kardeşlenme yapmaktadır. Yeni yapraklar bitkinin taç 
						kısmından çıkarlar, genç bitkilerin birkaç yaprak 
						vermelerine karşın, erişkin bitkiler bir seferde 30-60 
						yaprak verebilirler. Yeni yaprakların çıkması olayı çok 
						hızlıdır, 1 hafta gibi kısa sürede yapraklar erişkin 
						uzunluğuna ulaşırlar, bu olaya “shooting” denilmektedir. 
						İçe bükük şekilde beliren yapraklar, tam olarak 
						açılıncaya kadar çok narindir, bir yere değerlerse ömür 
						boyu değdikleri şekilde kalırlar. 
						
						Cycas revoluta 
						coralloid kökleri üzerine yerleşen 
						Anabaena 
						cinsi bir siyonobakteri ile simbioz yapar, bu bakteriler 
						havanın azotunu bitkinin yararlanacağı şekle çevirirler, 
						böylece bitkinin çabuk büyümesini sağlarlar. 
						
						Japon 
						Sikası, 
						diğer tüm sikaslarda olduğu gibi, erkek veya dişi olur. 
						Uzun silindirik şekildeki erkek kozalaklar, polen 
						salgılar, geniş eliptik dişi kozalaklarda ise tohumlara 
						yataklık yapacak megasporophyller bulunur. 
						
						Cycas revolutada
						
						
						tozlaşma doğal olarak böceklerle oluşmaktadır, ancak 
						böcek olmayan ortamda yapay döllenme yapılmaktadır. 
						-10°C altında bitkinin yaprakları donmaktadır. Soğuğa 
						dayanıklı olmakla birlikte, iyi gelişmesi için yazın 
						25-35°C sıcaklığa gereksinimi vardır. 
						
						Üretimi, gövde veya kökten gelen kardeşlerin ayrılması 
						veya tohumla yapılmaktadır. En büyük zararlıları, 
						kabuklu ve unlu bitlerdir. Bunların yok edilmesi biraz 
						zor olsa da sistemik insektisitler ile problem genelde 
						halledilir. 
						
						
						
						Aulacaspis yasumatsui isimli bir kabuklu bit,
						
						
						Japon Sikası 
						için öldürücüdür. 
						
						PEYZAJDA KULLANIMI:
						Cycas revoluta peyzajda kullanılan 
						bitkilerin en önemlilerindendir. Dikkat çekici görünümü 
						ve yavaş boylanması nedeni ile pahalı ancak elit bir 
						bitkidir. Tropikal ve ılıman bölgelerdeki hemen tüm 
						botanik bahçelerinin ana bitkilerindendir. Dünyanın 
						birçok yerinde yaygın olarak peyzajda kullanılmaktadır. 
						Soliter, grup veya sıra halinde kullanılabilir. Saksı 
						için de uygun bir bitkidir. 
						
						Japon 
						Sikası 
						
						gövdesi, yenilebilen bir nişasta içerir bundan sago 
						yapılır. Kullanılmadan önce bu nişasta iyice yıkanmalı 
						ve gövdenin içerdiği toksinler atılmalıdır. 
						
						
						Cycas revoluta 
						ağızdan alındığı takdirde insan ve hayvanlar için çok 
						zehirlidir. Bitkinin tüm kısımları zehirlidir, ancak
						
						
						
						cycasin 
						adlı toksin en fazla tohumlarında bulunmaktadır. . 
						Cycasin mide-barsak sisteminde irritasyona neden olur, 
						kusma, ishal, halsizlik, kasılmalar ortaya çıkar. Fazla 
						alındığı takdirde karaciğer bozukluğu, sarılık, siroz ve 
						karında su toplanması ortaya çıkar. İçerdiği diğer 
						toksinler arasında bulunan 
						
						
						Beta-methylamino L-alanine, nörotoksik bir amino 
						asittir, büyük baş hayvanlarda felç oluşmasına neden 
						olmaktadır. |  
						
							| 
						
					| 
					PEYZAJDA 4. 
					BOYUT - AĞUSTOS 2014 |  |  
					
						| 
						
						Lonicera 
						
						cinsi, 
						
						Caprifoliaceae ailesine aittir. Bu cinsin türleri, 
						yaprak döken veya dökmeyen çalı formunda bitkiler 
						olabildiği gibi, dallanan sarmaşıklar da olabilir. 
						Lonicera adı, Hollandalı herbalist Adam Lonitzer’den 
						gelmektedir. Hepsi kuzey yarımkürede bulunan yaklaşık 
						180 tür Lonicera bulunmaktadır.
						
						
						Boru şeklinde ve iki dudaklı çiçekleri 5 cm uzunluğa 
						kadar olabilir. 
						
						Lonicera sempervirens 
						
						ABD nin, doğu, orta batı ve güney bölgelerinde doğal 
						olarak bulunmaktadır. Bu bitki, sıcak iklim yörelerinde 
						herdem yeşildir, sempervirens adı (Latince: herdem 
						yeşil) bu özelliğinden dolayı verilmiştir. Lonicera 
						japonica gibi Asya’lı akrabalarından farklı olarak, 
						istila edici özelliği yoktur, küçük bahçelerde 
						rahatlıkla kullanılabilir.  
						
						 Kırmızı 
						Hanımeli, 
						hanımeli türleri arasında en gösterişli olan 
						sarmaşıklardan biridir.  Odunsu gövdesi dallanmalar 
						gösterir ve dallanarak 3-5 metre yüksekliğe erişebilir. 
						Genellikle diğer bitkilerin üzerine tırmanır, bazen de 
						bulunduğu yer üzerinde uzayarak ilerler. Kahverengi, 
						yaşlı gövdelerin üstleri kâğıt gibi görünür. Boru 
						görünümündeki çiçekleri 2-5 cm uzunlukta, dıştan kırmızı 
						veya portakal kırmızı renkte, içleri sarıdır. Çiçekler 
						kokusuzdur. Lonicera sempervirens 
						çiçekleri, ilkbahar sonlarında, dal uçlarında salkım 
						şeklinde oluşmaktadır. Çiçeklenmeden sonra sonbaharda 
						oluşan kırmızı renkli meyveleri kuşlar tarafından 
						yenilmektedir. Kültür bitkilerinin çoğu ilkbaharda koyu 
						mercan rengi çiçekler ile kaplanmakta, yaz ve sonbaharda 
						da tek tük çiçeklenme göstermektedir. Mavimsi yeşil 
						yaprakları oval şekildedir ve altları mavitraktır. 
						
						Kırmızı Hanımeli 
						
						çok güzel bir bahçe bitkisidir. Tercihi iyi direnajlı, 
						asit veya nötral topraktır. Güneşli bir alanda ve çit, 
						duvar gibi bir destekle en iyi çiçeklenme performansı 
						sergiler. Bitki gölgede de yetişebilir ancak daha az 
						çiçeklenme gösterir. Budama yapmak isteniyorsa, eski dal 
						uçlarında bulunan çiçek tomurcuklarının zarar görmemesi 
						için, budamanın çiçeklenmeden sonra yapılması uygun 
						olur. 
						
						Lonicera sempervirens 
						kolaylıkla, ilkbahar sonu veya yazın alınan yarı odunsu 
						çelikler ile üretilebilir. Tohum ile üretim 
						düşünülüyorsa, bitkinin yumuşak meyve kısmı, tohum 
						dikilmeden temizlenmeli ve üç ay süre ile soğuklamaya 
						(katlamaya) tabi tutulmalıdır. Özel isimli bir çok 
						kültürü geliştirilmiştir. Bu uzun ömürlü sarmaşıklar, 
						nesilden nesile yaşayabilmektedir. Dona dayanıklı bir 
						bitkidir, -28°C soğuğa dayanmaktadır. Az sayıda 
						zararlısı vardır, değişik iklimlere uyum gösterir. 
						Bitkide ciddi bir bozukluk yapacak, zararlı böcek ve 
						hastalık bilinmemektedir. 
						
						Peyzajda Kullanımı: 
						Kırmızı Hanımeli, kafes, çardak, kamelya, bazen de 
						bitki bordürlerinde ve çiçek parsellerinde 
						kullanılmaktadır. Büyük bahçeler, alanlar ve parklarda 
						duvar yanlarında, sınırlayıcı bitki olarak 
						kullanılmaktadır. |  
						
							| 
						
					| 
					PEYZAJDA 4. 
					BOYUT - TEMMUZ 2014 |  |  
					
						| 
						
						Agav’lar 
						Meksika, ABD ve Orta Amerika ülkelerinde doğal olarak 
						bulunan 250 kadar türü kapsamaktadır. Cinsin ortak 
						özelliği, etli(sukkulent), kenarları dikenli, yaprakları 
						olması ve yaprakların rozet şeklinde dağılımıdır. 
						Agav’ların büyük bir kısmı monokarpik (hayatında bir 
						defa çiçek açar ve ölürler) dir. Çiçek sapı çok uzun 
						olup, bitkiden yukarı uzanır ve üzerinde salkım 
						şeklinde, ufak çiçekler görülür. 
						
						Agave americana 
						Asparagaceae (Kuşkonmazgiller) ailesinin Agavaceae 
						cinsine aittir. Doğal olarak Teksas ve Meksika’nın 
						dağlık bölgelerinde bulunur. Afrika ve Avrupa’nın 
						Akdeniz bölgelerinde, doğaya kaçarak yerleşmiştir. Bu 
						bitki Amerikan Aloesi olarak da adlandırılmıştır, 
						ancak aloe ve kaktüs değildir. 
						
						Sabırlık 
						
						herdem yeşil, çok yıllık bir bitkidir. 
						Çok geç çiçek açtıkları için İngilizler tarafından 
						Yüzyıl Bitkisi olarak adlandırılmıştır. Ancak çiçek 
						açması için 100 yıl gerekli değildir, genelde 10-60 yaş 
						arası çiçek açar (iklime bağlı olarak sıcak bölgelerde 
						ve bitkinin çabuk büyüdüğü şartlarda çiçek açması daha 
						erken olur). Monokarpik bir bitki olduğundan 
						çiçeklenmeden sonra anne bitki ölür, ölmeden önce yandan 
						verdiği kardeşler ile hayatı devam eder. 
						
						Agave americananın 
						gövdesi yoktur, kalın, sert, gri-mavi veya yeşil-mavi 
						yaprakları alttan rozet şeklinde çıkarlar ve 200 cm 
						uzunluğa erişebilirler. Bitki yaprakları ile 300-400 cm 
						genişliğe ulaşabilir. 
						
						180-200 cm uzunluk ve 25 cm genişlikteki yaprakların 
						kenarları ve uçlarında sivri dikenler bulunur. Kenar 
						dikenleri balık olta ucu gibi kıvrıktır, tek olan sivri 
						uç dikeni, 3 cm e kadar olabilir. Yaşlı yapraklar 
						aşağıya doğru sarkarlar. 
						
						Sabırlık 
						10 yaştan önce çiçek açmaz, yukarıda belirttiğimiz gibi 
						bu süre, 60 yıla kadar uzayabilir. Çiçek açan bitki, 800 
						cm yüksekliğe erişebilen çiçek sapı için, tüm enerjisin 
						harcar ve sonunda ölür. Bitki hayatı boyunca yandan 
						verdiği kardeşler ile neslini devam ettirir. 8 cm 
						uzunlukta yeşilimsi-sarı çiçekleri 
						
						uzun bir sap üzerinde salkım şeklindedir. 
						
						Agave americana 
						da agavların çoğu gibi, bol güneş ve iyi drenajlı bir 
						toprağa gereksinim gösterir. Güneş ve kuraklığa son 
						derece dayanıklıdırlar, büyümeleri çok hızlı değildir. 
						Yaz aylarında sulanmaları, büyümelerini hızlandırır, 
						özellikle killi topraklarda aşırı sulamadan 
						kaçınılmalıdır. -10°C dona dayanıklıdır. Üretimi tohum 
						ile veya yandan verdiği kardeşlerin ayrılması ile 
						yapılır. 
						
						 Sabırlığın 
						birçok alacalı (variegata) varyetesi üretilmiştir. 
						Bunların en populer olanları: yaprak kenarları sarı olan 
						“Marginata”, yaprak ortası sarı olan “Mediopicta”, 
						yaprak ortası sarı çizgili olan “Striata” dır. 
						Mediopicta’nın ortası sarı yerine beyaz olanına 
						Agave americana mediopicta alba
						
						
						denilmektedir. 
						
						Peyzajda kullanımı: 
						
						Agave americana 
						Meksika ve Orta Amerika’da sıklıkla çit bitkisi olarak 
						kullanılır.  Bu dikenli bitki ile yapılan çitten, insan 
						ve hayvanların geçmesi hemen hemen olanaksızdır. 
						
						
						Sabırlık 
						
						peyzajda özellikle, kaya bahçelerinde, kaktüs, sukkulent 
						bahçelerinde, Akdeniz Bahçelerinde bordür bitkisi, örnek 
						bitki ve vurgu bitkisi olarak kullanılır. Büyüdüğü 
						zaman, bulunduğu mekânın büyük bir kısmını kaplayacağı 
						düşünülmelidir. Agave americana saksı 
						bitkisi olarak da kullanılabilir, bu takdirde büyümesi 
						yavaştır, çok yer kaplamaz. 
						
						 Yerel Kullanımı: Doğal olarak bulunduğu 
						yerlerdeki insanlar tarafından, idrar söktürücü, barsak 
						yumuşatıcı olarak kullanılmaktadır. Yapraktan elde 
						edilen sıvı yaralara tatbik edilmekte, ağızdan alınarak, 
						hazımsızlık, barsak gazı, kabızlık, sarılık ve 
						dizanteride kullanılmaktadır. Yaprakları bir fırında 
						pişirildikten sonra yenilebilir veya düz bir yüzeye 
						yayılarak ip haline getirilirler ve dokumacılıkta 
						kullanılırlar. 
						
						Çiçek sapı ve bitkinin kalbi (yaprakların çıktığı gövde 
						diyebileceğimiz yer) tatlıdır ve pişirildikten sonra 
						yenilebilir veya Meskal denilen alkolik bir içki 
						yapımında kullanılır. Meskal yapımı için 
						Sabırlığın pişirilmiş kalbi, ezilip süzülür ve çıkan 
						sıvı, güneşte fermente edilir. Bundan sonra ethanol, 
						distilasyon ile diğer kısımlardan ayrılır ve saf içki 
						elde edilir. |  
						
							| 
						
					| 
					PEYZAJDA 4. 
					BOYUT - HAZİRAN 2014 |  |  
					
						| 
						
						Thunbergia 
						
						cinsi, Acantaceae ailesine ait olup, tümü eski dünyada 
						bulunan 90 türü içerir. Thungergia adı 
						1780 yılında Retzius tarafından, Carl Peter Thunberg
						(1743-1828)e atfen verilmiştir. İsveçli 
						botanikçi C.P.Thunberg, aynı zamanda doktor, kâşif ve 
						yazar olup Linnaeus öğrencisidir, Afrika’da yüzlerce 
						yeni bitki bulmuştur. 
						
						Thunbergia alata 
						
						doğal olarak tropikal Afrika batısından güneye, Güney 
						Afrika’nın batı kısmına kadar uzanır. Tür ismi Latince
						alatus yani kanattan gelmektedir. Çiçek boynunun 
						kanat şeklinde olmasından veya tohumlarının 
						çıkıntılarının, kanata benzemesinden dolayı bu isim 
						verilmiş olabilir. Asya ve Malezya’da doğaya kaçmıştır, 
						yaygın olarak görülür. Avustralya ve Havai de ise istila 
						edici bitkiler sınıfındadır.  
						
						 Siyah 
						Gözlü Suzan hızlı büyüyen,  uzun 
						süre çiçekli olan bir sarmaşıkdır. Çok yıllık bir bitki 
						olup, 400 cm ye kadar yukarıya tırmanıcı veya etrafa 
						yayılıcı olabilir. İnce gövdelerinden çıkan yapraklar, 
						kalp veya ok ucu şeklinde olup üzerlerinde yumuşak 
						tüyler vardır. Bazen yaprak kenarları dişli olarak 
						görülürler. Yaprak köklerinden çok sayıda çiçek çıkar. 
						Çiçekler uzaktan bakıldığında papatyaya benzerlerse de 
						silindirik yapıdadırlar. Beş adet, üst üste binen çanak 
						yaprak (petal) lar pembe-kahverengi çiçek merkezini 
						sararlar. Doğal bitkilerde,  taç yapraklar boru şeklinde 
						ve genellikle parlak turuncu renklidir. Borunun içi koyu 
						kahverengi veya pembemsi siyahtır. Yeni elde edilen 
						kültürlerde çiçek, beyaz, krem,  şeftali rengi,  sarı,  
						koyu portakal rengi veya kırmızı olabilir. Tohum kuş 
						kafasına benzer, yuvarlak tohumlar gaga şeklinde çıkıntı 
						gösterirler. 
						
						Thunbergia alata 
						güneşte veya yarı gölgede olabilir.  Dona çok dayanıklı 
						değildir. Ancak bitkiler hafif donu atlatabilirler. 
						Soğuk bölgelerde bitki tek yıllık olarak 
						yetiştirilebilir. Bütün yaz çiçeklidir, sıcak bölgelerde 
						çiçeklenme, yıl boyu devam eder. Üretimi tohumla 
						yapılır, tohumlar çimlendirme materyalinde kolaylıkla 
						çimlenirler. Çiçekler, ultraviyole ışınlarını 
						yansıtırlar, 
						
						insan gözü tarafından algılanmayan fakat böcekler 
						tarafından görülen bu ışınlar, böceklerin bitkilerin 
						ortasına gelmelerini sağlarlar.  
						Doğu 
						Afrika da Siyah Gözlü Suzan sebze ve hayvan yemi 
						olarak kullanılır. Yerel tıpta deri problemleri, bel ve 
						mafsal ağrılarında, göğüs 
						
						iltihaplarında ve basurda tedavi edici olarak 
						kullanılır. Bitki özü,  hassas kimselerde deriyi tahriş 
						ederek dermatite neden olabilir.  
						
						Thunbergia alata 
						
						hızlı büyür ve erken yaşta çiçek açmaya başlar. Eğer 
						fazla uzarsa budama yapılmalıdır. İlkbaharda yapılan 
						hafif bir budama çiçeklenmeyi arttırır. Eğer dondan 
						zarar görmüşse, üstü kesilen bitki sıklıkla tekrar 
						sürer. 
						
						 PEYZAJDA 
						KULLANIMI: 
						Siyah Gözlü Suzan 
						dünyanın sıcak 
						bölgelerinde, seçkin bitkilerdendir. Çünkü toprak için 
						seçici değildir, fazla su istemez, her dem yeşildir, 
						görülmesi istenmeyen çirkinlikleri kapatarak 
						renklendirir. Peyzajda, genellikle bir süs bitkisi 
						olarak istenmeyen görüntülerin (ölü ağaç veya güzel 
						gözükmeyen duvar vb.) kapatılmasında kullanılır. Bitki 
						duvara yapışarak yükselemez, tırmanması için desteğe 
						ihtiyaç gösterir. Tel örgü, pergola, çardak ve 
						sütunların veya gölge ağaçlarının altında kullanılır. 
						Bir diğer seçenek, bu bitkinin guruplar halinde yer 
						örtücü veya yüksekten aşağıya sarkıcı olarak 
						kullanılmasıdır. Yaygın olarak askılı saksılarda 
						kullanılır. 
						Turuncu 
						ve mavi birlikte güzel göründüğü için Thunbergia 
						alata Felicia amelloides veya Mavi 
						Agapanthus africanus ile birlikte dikilebilir. 
						Ayrıca Beyaz Agapanthus africanus, Dietes 
						grandiflora veya Carissa macrocarpa’nın (Natal 
						Eriği)  arka planında kullanılabilir.  |  
						
							| 
						
					| 
					PEYZAJDA 4. 
					BOYUT - MAYIS 2014 |  |  
					
						| 
						
						Meyer Limon Ağacı, 
						
						limon ile mandalin veya tatlı portakal ağacı arasında 
						çaprazlaşma (hibrit) sonucu oluşmuş bir narenciye 
						türüdür.  Citrus x meyeri rutaceae 
						ailesine ve citrus cinsine ait olup hakiki bir tür değil 
						bir hibrittir. Limona benzerliği ve limon gibi aynı 
						amaçla kullanılması nedeniyle Meyer Limon olarak 
						adlandırılmıştır. 
						
						Citrus x meyeri 
						
						1908 yılında zirai bitkiler araştırıcısı, Frank Nicholas 
						Meyer tarafından Çin’den ABD. ye getirilmiş, 1940 lı 
						yıllarda Kaliforniya’da geniş çapta tarımı yapılmıştır. 
						Ancak Meyer Limon Ağaçlarının çoğunun, 
						kendileri hasta olmadan citrus treisteza virüsü taşıdığı 
						gözlenmiştir. Dünyada milyonlarca narenciye ağacının 
						ölümüne neden olan bu virüs nedeni ile, ABD. deki 
						Citrus x meyeri ağaçları, diğer narenciye 
						ağaçlarını kurtarmak amacı ile, imha edilmiştir. Şans 
						eseri, dikilen ağaçlardan bir grupta bu virüsün olmadığı 
						tespit edilmiş ve bunlardan elde edilen yeni fidanlar, 
						1975 yılında, Kaliforniya Üniversitesi tarafından, “Geliştirilmiş 
						Meyer Limon” adı ile tarıma sunulmuştur. 
						
						Citrus x meyeri 
						
						budanmadığı takdirde 3-4 m yükseklik ve 2,5-3 m 
						genişliğe ulaşır. Ağaç hemen hemen dikensizdir. Limon ve 
						Misket Limonuna (lime) göre iklim şartlarına daha kolay 
						adapte olur. Bu limonun tadı,  bilinen limondan daha az 
						ekşidir.  
						
						Meyer Limonun 
						meyvesi orta boyda eliptik ve yumuşaktır. Yüzeyi düzgün, 
						rengi sarımsı turuncudur. Çok sulu, normal limon kokulu 
						ve az çekirdeklidir.  
						
						Ilıman bölgelerde iyi büyür tüm yıl boyunca meyve 
						vermesine karşın en fazla meyve kışın toplanır. Çelikten 
						yetiştirilen ağaçlar 2-3 yılda meyve verirler. 
						 
						
						Citrus x meyeri 
						
						sıcak, bol güneşli hava ve iyi drenajlı topraklardan 
						hoşlanır. Köklerinin suda kalmasından hoşlanmaz, ancak 
						nemli havada daha iyi yetişir. Meyer Limon Ağacı 
						arı, kelebek ve kuşlar için çekicidir. Çiçekleri normal 
						limon çiçekleri gibi kokuludur. Güneş altında olduğu 
						gibi yarı gölgede yetiştirilebilir. Tek bir ağaç, meyve 
						oluşturmaya yeterlidir.  
						
						PEYZAJDA KULLANIMI
						 
						
						Citrus x meyeri 
						
						esas olarak bir peyzaj bitkisi değildir. Ancak küçük 
						bahçelerde vurgu bitkisi olarak kullanılabilir. Yürüme 
						yollarının iki tarafına bodur meyve ağacı olarak 
						dikilebilir. En fazla kullanımı, süs bitkisi olarak 
						saksılarda yetiştirilmesi iledir. Soğuk iklim 
						bölgelerinde, saksılar iç mekânda veya kış bahçelerinde 
						saklanmalıdır.  |  
						
							| 
						
					| 
					PEYZAJDA 4. 
					BOYUT - NİSAN 2014 |  |  
					
						| 
						
						Coleus’lar
						Tropik Asya ve çevre adalarda bulunan çok yıllık 
						bitkilerdir. Gösterişli çarpıcı renkli yaprakları ve 
						gölgeyi sevmeleri ile tanınırlar. Coleus 
						daha önceki sınıflandırmada, Lamiaceae ailesinde bulunan 
						çiçekli bir cins olarak tanınmaktaydı. Yeni 
						sınıflandırmada ise bu cins kaldırılmış, bu cinse bağlı 
						türler Plecranthus ve Solenostemon 
						cinslerine kaydırılmıştır. Bugün Coleus adı, 
						kültüre alınan eski Coleus cinsi bitkiler 
						için hala kullanılmaktadır. Bahçe bitkisi olarak 
						sıklıkla kullanılan parlak ve renkli yapraklı 
						Coleus blumei’nin yeni adı Solenostemon 
						sucutellairoides olmuştur.  
						
						
						Yaprağı Güzeller doğal ortamlarında çok yıllık 
						olmakla birlikte,  kültürde tek yıllık olarak 
						kullanılmaktadır. Çiçekleri gösterişli olmamakla 
						birlikte, çok renkli, değişik desenli yaprakları ile 
						ilgi çeken bitkilerdir. Yaprakları yeşil, sarı, pembe, 
						kırmızı ve kestane renginin değişik tonlarını içerirler. 
						Yeni elde edilen hibridlerin bazıları sıcak ve güneşe de 
						dayanıklıdır.  
						
						Coleus’lar 
						iyi bir toprak karışımına dikilmeli ve toprakları daima 
						nemli olmalıdır. Toprak kuruduğunda, yaprakları buruşur. 
						Toprağın nemli olması önemli olmakla birlikte, bitkinin 
						kökleri suda kalmamalıdır. Kökler suda kaldığında, 
						yaprakları koyu kahverengi olur, yaprak kenarları yanmış 
						gibi kurur ve bitki çürüyebilir. Bunun için drenajı iyi 
						olan ortam önerilir.  
						
						
						Yaprağı Güzel’lerin 80-100 cm yükseklik ve 
						genişliğe kadar erişeceği düşünülerek büyük saksı 
						seçilmelidir. Coleus’lar genelde sabah 
						güneşi alan, hafif gölgeli yerleri tercih ederler ancak 
						yukarıda belirttiğimiz gibi bazı varyeteler güneşe 
						dayanıklıdır. Yaprağı Güzel’lerin genç 
						sürgünlerinin büyüme uçlarının kesilmesi, yan 
						dallanmaları arttırır ve kompakt yapıda bir bitki elde 
						edilir.  Yaz sonunda çıkan çiçek sapları, bitki formunun 
						bozulmaması için kesilebilir.  
						
						Coleus’ların 
						üretimi çelik veya tohumla yapılır. Bitki dallarından 
						alınan çelikler hemen her mevsim kolaylıkla tutarlar. 
						Sıklıkla kullanılan türler, tohumla üretilebilir. Yeni 
						hibridler genelde az çiçek açarlar ve tohumdan üretilen
						Yaprağı Güzellere göre az bakım gerektirirler.
						 
						
						Coleus’lar 
						saksı ve uygun hazırlanmış bitki yataklarında 
						yetiştirildiklerinde, genellikle böcek ve hastalıklara 
						dayanıklıdır. Yaprak bitleri, beyazsinekler ve unlu bit 
						zararlılar arasındadır.  
						
						PEYZAJDA KULLANIMI:
						Yaprağı Güzeller saksı üretimine kolaylıkla 
						adapte olurlar, özellikle bina girişlerinde ve yol 
						kenarlarında kullanıldıklarında güzel bir görünüm 
						sergilerler. Coleus’ların çoğu gölge seven 
						ve az ışıkla idare eden bitkilerdir. Ancak yukarıda 
						belirttiğimiz gibi bazı türler güneşe dayanıklıdır. 
						Güneş altı bitki sergilerinde rahatlıkla kullanılırlar.
						 |  
						
							| 
						
					| 
					PEYZAJDA 4. 
					BOYUT - MART 2014 |  |  
					
						| 
						
						Aeonium’lar
						her dem yeşil, sukkulent (etli yapraklı)  
						bitkilerin en güzellerindendir. Bu bitkiler, peyzajda ve 
						evlerde popüler olan sukkulentlerin çoğunu içeren, 
						Crassulaceae ailesindendir. Aeonium kelimesi, 
						Yunancada aionion (ölmez) kelimesinden türemiştir. 
						Aeonium cinsi, Kanarya Adaları başta olmak üzere,  Maderia 
						Adası, Fas ve Etiyopya’da bulunan 35 den fazla türden 
						oluşmaktadır. Bu bitkiler, soğuğa hassas, rozet 
						oluşturan etli yapraklılardır. Bitkilerin büyüklüğü,  
						birkaç santim yükseklikten, 100-120 cm, odunsu çalıya 
						kadar olabilir. Salkım çiçekleri, beyaz sarı yıldız 
						şeklindeki küçük çiçekçiklerden oluşurlar. 
						
						Crassulaceae 
						ailesinin diğer bazı türleri, Aenonimlar’a çok 
						benzerlik gösterirler. Echeverialar başta olmak üzere 
						Pachyveria, Graptopetalum, Grapteveria ve Dudlea gibi 
						rozet yapan diğer sukkulent bitkileri Aeonium’lar
						dan ayırmak zor olabilir. Basit bir yöntemle bu 
						ayırım yapılabilir: Aeonim yaprakları, 
						gövdelerine ince fibröz bir bant ile bağlıdır, 
						koparıldığı zaman gövdede yalnız yatay bir çizgi 
						görülür. Diğer Crassulaceae ailesi bitkilerinde ise 
						yaprak koparıldığında, gövdede çentik kalır.  
						
						Aeonim’lar 
						istekleri bilindiği takdirde, bakımı kolay bitkilerdir. 
						Bu bitkilerin çoğu Kanarya Adaları, Atlantik Okyanusu ve 
						küçük bir kısmı ise Orta ve Kuzey Afrika kökenlidir.  
						Kanarya Adaları iklimi, Akdeniz iklimine uymaktadır. Bu 
						nedenle dünyanın her tarafındaki Akdeniz iklim 
						bölgelerinde, kolaylıkla uyum sağlarlar. Aeonium’ların 
						çoğu hafif kuraklığa ve hafif dona dayanırlar. Kuru 
						ortamda dona daha fazla dayanabilirler. Ancak çok yüksek 
						sıcaklığa dayanmazlar. Işık istekleri fazladır, gölgeden 
						hoşlanmazlar.  
						
						Aeonium’lar 
						suyu gövde ve yapraklarında depolarlar, kök yapıları çok 
						ince ve yüzeyseldir. Bu ince kökler yeterli su 
						bulamadıkları zaman,  kuruyup ölürler bu nedenle bitki, 
						yıl süresince nemli bir toprağı tercih eder. Birçok 
						Aeonium gövdeden çıkan hava kökleri oluşturur,  bu 
						hava kökleri fazla uzamış yana eğilmiş gövdelerin ayakta 
						durmasını sağlar. 
						
						Aeonium’ların 
						çoğu, don olmayan, suyun bol olduğu, kış aylarında 
						büyüme gösterirler. Yaza doğru yaprakları içeri 
						kıvrılarak bir çeşit uyku haline geçerler. Sıcak yaz 
						aylarında bazı Aeonium’lar yapraklarını içe 
						döndürerek, güneşe karşı korunma pozisyonu alırlar. 
						
						Aeonimların 
						çoğu monokarpiktir. Bitki çiçek açtıktan sonra ölür, 
						 ancak çiçek açmayan kardeşler büyümelerine devam 
						ederler. Bitkinin üretilmesi, rozetlerin çeliklenmesi 
						ile yapılabilir. Aeonium’ların zararlıları, 
						afitler, beyazsinek ve unlu bittir. Diğer Crassulaceae 
						cinslerinde olduğu gibi, bu bitkilerde de malathion ve 
						benzeri insektisitler (böcek öldürücü) 
						kullanılmamalıdır. İmidacloprid kullanılabilir. 
						Aeonium lindleyi özsuyu, insanlara toksik etki 
						gösteren eforbia özsularının doğal antidotudur. 
						 
						
						AEONİUM ARBOREUM - 
						
						AĞAÇSI AEONİM 
						
						Ağaçsı Aeonim, Aeonim 
						cinsine ait subtropikal, sukkulent küçük bir çalıdır. 
						Doğal olarak Fas’ın Atlantik kıyısında bulunmaktadır. 
						80-100 cm yüksekliğe ulaşabilir, dallanma gösterir, 
						dalların uçlarında rozet oluşturan yaprakları vardır. 
						Belli 
						bir yüksekliğe erişen Ağaçsı Aeonium, 
						küçük sarı çiçekçiklerden oluşan büyük bir çiçek açar ve 
						ölür. Bitki, üzerindeki çiçek açmamış rozetlerle, 
						yaşamına devam eder ve bu rozetlerden üretim 
						yapılabilir. Doğada genelde yeşil renktedir ancak 
						kültürde, koyu renk veya alacalı yapraklılar tercih 
						edilmektedir.  Don tehlikesi olan yerlerde kışın sera 
						veya iç mekâna alınmalıdır.   
						Aeonium 
						arberoum cv. Schwartzkopf (Zwartkop) 
						bu varyetede geniş 
						rozetler siyaha yakın etli yapraklardan oluşmuştur. 
						Peyzajda vurgu bitkisi olarak tercih edilir. Ayrıca 
						alacalı yapraklı varyetelerde vardır.  
						Aeonium 
						tabuliforme
						(Tabak Aenyum)  Kanarya Adaları kökenli çok 
						ilginç bir süs bitkisidir. Hemen hemen yere yapışık 
						uzanan, rozet formundaki yapraklar ile bitki 20-25 cm 
						çapa ulaşabilir, yaprakların uçlarında küçük tüyler 
						vardır. Bitki monokarpiktir genelde iki yaşında çiçek 
						açar ve ölür.  
						Aeonium 
						haworthii 
						
						doğal olarak Kanarya Adalarında bulunur. 40-50 cm 
						yüksekliğe erişebilir. Gövdeler çok dallanma gösterir, 
						dallar ucundaki rozetler kaşık şeklinde, mavi gri, 
						kenarları kırmızı yapraklardan oluşmuştur. İlkbaharda 
						sarıdan pembemsi beyaza değişen renkli çiçekler açarlar. 
						Sukkulent bahçelerinde ve patiolarda seçilecek, 
						dayanıklı bir türdür. |  
						
					| 
					PEYZAJDA 4. 
					BOYUT - ŞUBAT  2014 |  
					
						| 
						
						
						Calycanthus floridus 
						Calycanthceae ailesine ait olup, ABD’nin güney 
						doğusundaki nemli ormanlarda, doğal olarak bulunur. 
						Doğal bulunduğu alan Virjinya’dan Güney Florida ve 
						batıda Missisipi’ ye kadar uzanır. Kaliforniya’ da 
						bulunan Calycanthus occidentalis, Calycanthus 
						floridus ile hemen hemen aynı görünüm ve çiçeğe 
						sahiptir. Bu bitkiden farkı, boyunun ve çiçeklerinin 
						(8cm e kadar) biraz daha büyük olması ve geniş 
						yapraklarının alt yüzlerinin diğeri kadar yumuşak 
						olmamasıdır. 
						
						
						Calycanthus floridus 
						ün iki varyetesi tarif edilmiştir, bunlar 
						Calycanthus floridus var. floridus 
						ve Calycanthus floridus var. gloucus’
						dur.  
						
						
						Kadeh Çiçeği 
						yaprak döken, kardeşlenme gösteren, 2-4 metreye kadar 
						boylanan bir bitkidir. Koyu yeşil yapraklarının altı, 
						soluk renklidir. Yaprakları eliptik, 5-12 cm 
						uzunluğunda, 2-5 cm genişliğindedir, sonbaharda altın 
						sarısı renge dönerler. Yapraklar parmak arasında 
						ezildiğinde güzel bir koku verirler.  Kahverengi-kırmızı 
						çiçekleri, 4-5 cm uzunluğunda olup, güzel kokuludur. 
						Genelde Mayıs-Haziran aylarında çiçek açarlar. Çiçek 
						açtıktan sonra oluşan meyveler (tohum kapsülleri) kadeh 
						şeklindedir, sonbaharda olgunlaşıp, kış boyunca bitki 
						üzerinde kalırlar. Değişik bitkilerde çiçek kokusunun 
						aynı olmadığı gözlenmiştir, bu nedenle bitki alınırken, 
						çiçek açmış, güzel kokanların seçilmesi önerilir. 
						Bitkinin yaşı ile birlikte, çiçek kokusunun artığı 
						gözlenmiştir. 
						
						
						Calycanthus floridus 
						
						çiçeklerinin kokusunun, ananas, çilek ve muz kokuları 
						karışımlarına benzemesinden dolayı, İngilizce’de Tatlı 
						Çalı, Çilek Çalısı gibi isimlerle de bilinmektedir. 
						
						Üretim tohumla, çelikle ve kökten ayırma ile yapılır. 
						Kadeh Çiçeği çok sayıda kardeşlenme gösterir, 
						 bunlar ayrılarak kolaylıkla üretim yapılır. 
						 
						
						
						Calycanthus floridus 
						
						üretimi ve büyütülmesi kolay, önemli zararlısı olmayan
						bir bitkidir. Toprak için fazla 
						seçici değildir. Nemli toprağı tercih ettiğinden kurak 
						yaz mevsiminde sulaması düzenli yapılmalıdır. Hoş parfüm 
						kokulu çiçekleri nedeniyle tercih edilen bir bitkidir. 
						Çiçekleri, yaprakları, dalları ve kabuğu kurutularak 
						potpuri yapımında kullanılır.  
						
						
						PEYZAJDA KULLANIMI:
						Kadeh Çiçeği özellikle, doğal yapının korunması 
						istenen düzenlemelerde tercih edilir. Yandan verdiği 
						kardeşler ile orman yapısına uyum gösterir. 
						Calycanthus floridus aynı zamanda 
						bina girişlerinde ve bina avlu ve 
						teraslarında güzel kokusu nedeniyle kullanılmaktadır. |  
						
					| 
					PEYZAJDA 4. 
					BOYUT - OCAK  2014 |  
					
						| 
						
						
						Portulaca grandiflora portulaceae 
						ailesine aittir. Herkes tarafından bilinip yenilen,  
						semizotu Portulaca oleracea ile aynı 
						aileye mensuptur.  
						
						
						Semizotu Çiçeği 
						doğal olarak Güney Brezilya, Uruguay ve Kuzey 
						Arjantin’de bulunur. Fazla yükselmeyen, tek yıllık, 
						yayılıcı, yarı sukkulent (etli yapraklılar) gövde ve 
						yaprakları olan bir bitkidir. İngilizce adı Moss rose 
						(Yosun Gülü) dur. Gövdelerinin yere yakın ilerleyip, 
						bulunduğu yeri yosun gibi kaplaması ve iri çiçekleri 
						nedeni ile bu ad verilmiştir.  
						
						
						Portulaca grandiflora 
						10 cm yükseklik ve 30 cm çapa erişir. Kırmızı gövdeleri 
						ve kalın parlak yeşil yaprakları, sulu ve yumuşaktır.  
						Silindir şeklindeki yapraklar 2 cm uzunluğunda olup 
						uçları sivridir. Gül benzeri çiçekleri 2-4 cm 
						genişliğindedir. Çiçekler yaz başından don oluncaya 
						kadar açmaya devam eder. Semizotu Çiçeği pembe, 
						kırmızı, sarı, turuncu veya beyaz renkte, yalın kat, 
						yarı katmerli veya tam katmerli olabilir. Çiçekler gövde 
						uçlarında olup, yalnız güneş ışığının fazla olduğu 
						zamanlarda açarlar. Geceleri ve bulutlu havalarda 
						kapalıdırlar. Portulaca grandiflora’ nın 
						birçok kültürü yapılmıştır, bunların bazılarında 
						katmerli çiçekler 7-8 cm genişliğe ulaşabilirler. 
						
						
						PEYZAJDA KULLANIMI
						
						
						Semizotu Çiçeği, 
						birçok bitkinin yaşayamayacağı kuru ve zayıf topraklarda 
						rahatlıkla gelişir. Kuru alanlarda ve kaya bahçelerinde 
						iyi bir yer örtücüdür. Kaya bahçelerindeki çatlaklar 
						arasında rahatlıkla yetişir. Bordür kenarlarında ve 
						merdiven yanlarında kullanılabilir. Portulaca 
						grandiflora sıcak, kuru iklimde, güneye bakan 
						yamaçlara dikildiğinde en güzel görüntüyü verir. Askılı 
						veya askısız saksılar için de çok uygun bir bitkidir, 
						saksı kenarlarından aşağıya doğru sarkarlar. Taş 
						duvarların üzerinden aşağı sarkıtılarak da 
						kullanılabilir. Unutulmaması gereken bir nokta, 
						Semizotu Çiçeği bol güneş gereksinimi gösterir, 
						aşırı ıslak topraklardan ve köklerinin suda 
						bulunmasından hoşlanmaz. Bu nedenler ile saksı veya 
						bahçelerde, drenajın iyi olmasına dikkat edilmeli ve 
						bitki bol güneş alan bir yere dikilmelidir. Bitki üstten 
						sulanmamalıdır, bu çiçeklerin bozulmasına neden olur. 
						Bitkiler bulundukları yerde tohumlarının toprağa düşüp 
						çimlenmesi ile yeniden oluşurlar. Bitkinin yaprak, gövde 
						ve kökleri yenilebilir.  |            
            
            
             
              
            
            
            Sayfa Başı  
              
              
             |  |